Bu Blogda Ara

29 Aralık 2017 Cuma

TENİS BİR BÜTÜNDÜR

TENİS BİR BÜTÜNDÜR
TENİS’in içinde olanlar, oyuncusuyla, ailesiyle, hakemiyle, topçusuyla, antrenörüyle, monitörüyle, her seviyede yöneticisiyle, akademisyenleri, eğitimcileri, medya mensupları, köşe yazarları, sanal dünyası, tenisin her türlü yönetimi, ticareti ve sanayisi ile ilgili çalışmalar yapanlar ve tabii ki seyircisiyle bir bütündür.
Özellikle de seyircisiyle: Çünkü seyirci güzel mücadeleler seyredip memnun, mutlu ve tatmin olmak ister, heyecan duymak ister, zevk almak ister. Tıpkı kort içinde oynayanlar gibi...
TENİS’in içinde olanlar, kim olursa olsun olaylara ancak ve yalnız kendi gözlüklerinden ve hedefleri doğrultusunda bakarak doğruları zevkle ve/veya yanlış yapılanları, yapılmayanları, tenkit ve tespitlerini her yerde ve her fırsatta  dile getirebiliyorlar, ilgilileri uyarabiliyorlar ve de yapıcı destekleriyle sporlarını yüceltmek isterler.
Bu tenkit ve uyarılar sonunda bazı şeyler elde edilip edilmediği ap ayrı bir konu olsa da TENİS’i, artıları ve eksileri ile daima bu  bütün içinde düşünmek ve değerlendirmek gerekir.

Tabii ki herkesin beklentileri ve önem sıraları farklı olacaktır. Herkes kısa süreli ve mikro açıdan konuları ele alıp eleştirirken, sorumluların da bu yapıcı eleştirilere  uzun vadeli ve makro düzeyde bakmaları, bunları da şeffaf bir şekilde gündeme taşımaları, tartışmaları ve de cevaplamaları, gerekirse de uygulamaları gerekir.

Aksi kutuplar ve neticesinde süregelen karşılıklı  tatminsizlik...

Burada sorunlar kişisel olmaktan çok toplumsaldır. Ayrıca tenis artık bilimsel bir spordur. Dolayısı ile geniş bir işbirliğinin hayata geçirilmesi ve elde edilecek konsensüs şart olmaya başlamıştır.
Konunun kalemleri ve  yorumcuları ile tenis sevdalılarının bireysel, bilimsel, objektif katkılarına ancak  bu açıdan bakılırsa doğru yol bulunur, çoğalma, yayılma ve  gelişme hızlanır.


Kulüpleri, yönetimleri, insanları tatmin etmek, oyuncuları motive etmek, antrenörleri alkışlamak için yapılması beklenen bireysel methiyelerin hiç kimseye, EGO’ları şişirmekten başka her hangi bir  faydası olmayacağı gibi, zararı daha fazla olabilir. Ayrıca hiç kimsenin de memnun edilemeyeceği aşikar... Ucunda, düşman kazanmak ve özellikle de ailelerden fırça yemek kaçınılmaz olur.

Herkes gerçekçi olup, üzerlerine düşen görevleri gereğiyle yerine getirse, olaylara, gelişmelere ve yapılan yapıcı tespit ve eleştiriler ile katkıların global açıdan değerlendirilmesi daha doğru ve yararlı olacağına inanıyorum. Yeter ki iyi niyetlerle yaklaşılsın!


Necdet Kestelli
22 Aralık 2017

Hiç yorum yok: