Hangi spor dalında olsun Şampiyonluk
madalya - kupa kazanmak, ya da ödül törenlerinden
ibaret değildir.
Şampiyonluk, şampiyon ruhuna sahip, asla
vazgeçmeyen ve mücadeleye devam edenlerin hakkı
ve armağanıdır…
Böyle bilinsin!
Ağustos 2023
Necdet Kestelli'den Tenis ve Yaşamdan izlenimler, düşünceler, yorumlar, kritikler ve öneriler...Ve hatta çivi'ler...
Hangi spor dalında olsun Şampiyonluk
madalya - kupa kazanmak, ya da ödül törenlerinden
ibaret değildir.
Şampiyonluk, şampiyon ruhuna sahip, asla
vazgeçmeyen ve mücadeleye devam edenlerin hakkı
ve armağanıdır…
Böyle bilinsin!
Ağustos 2023
HALK SPORU TENİS (Alıntıdır)
Maliyet hesabına bakarsanız, tenis HALK SPORU diye yutturulsa da hiç de Halk sporu değildir, hiç bir zamanda olmamıştır. Ayrıca Ülkelerin her köşesinde oynanır söylemleri de hikayedir. Çünkü mümkün de değildir…
Sokak tenisi de yoktur, çünkü yapılan denemelerde küçük oyuncuların %95’i hocalarının talebeleridir.
Çok güzel ve gerekli bir spor olsa da ülke bazında gelişmesi çok zordur.
Bunu geliştirmiş ülkelerin istatistiklerine bakarak, içimizi acıtsada nedenini, niçinlerini ve bunun için nelerin gerekli olduğunu anlaşılabilir. Tabii anlayabilenler yetkili yerlerde bulunuyorsa!
Gözlüğümüzü değiştirmek zamanı gelmişte, geçiyor bile!
Temmuz 2023
FRANSIZ TENİSİ
"En iyi sistemin bile şampiyon çıkaramayacağına inanıyorum; şampiyon olmak kişisel bir şeydir. Bir şampiyon üretemezsiniz. Biz ancak sporcuları nehir kıyısına yönlendirebiliriz ancak bu tür şampiyonlar nehrin diğer tarafındadır. Nehrin ortasında timsahlar var. Şişkin egolar, paranın akıntısı, medyadaki şamata, arkadaş çevresi ve çıkar çevreleri, hepsi... Nehri geçebilenler kurtulur. Ayaklarını yere basarlarsa şampiyon olurlar"denmiş! Ne kadarda gerçekçi!
Fransız tenisi Yannick Noah'tan beri bir erkek GS şampiyonu göremiyor ; Mary Pierce (AO'95 ve RG'00), Amelie Mauresmo (AO'06 ve W'06) ve Marion Bartoli (W'13) kadınlarda durumu kurtarıyor.
Fakat Fransa'da 2 milyona yakın lisanslı tenisçi var ve tabii Roland Garros !
İlave edelim: Tenis 1820’ler den itibaren Fransa da var...
1920-30 aralarında neredeyse zirvedeler...
Kadınlarda Suzanne Lengnen, Brougnon, Borotra, Lacoste ve Cochet (Cochet kitap bile yazmış)
Yenileri biliyoruz zaten . Ama birşey daha var senelerdir ilk yüz içinde ki oyunculara bakarım Fransızların sayısı kadın-erkek beraber pek 35’in altına düşmez: Şampiyonları az da olsa oyuncu seviyeleri ve süreklilikleri yadsınamaz!
Ayrı bir EKOL’dür Fransa...
Sporda Başarı ve Sürekliliği için;
Bir çok spor dalımızda başarılar görmek istiyorsak Nepotizmden arınabilmiş liyakata dayalı iyi yönetimlere kavuşmamız şart: Türkiye’de her spor dalında, spora gerçekten gönül vermiş, o sporun yapısını ve gereksinimlerini iyi bilen, tarafsız, ayırımcı ve kayırımcı olmayan, eş dost ilişkisine dayalı olarak seçilmeyen kişilerce yönetilmeliyiz.
Bu kişiler spor örgütlerinin ve yönetim organlarının camiasına açık, iletişimi kuvvetli, şeffaf, hesap verebilir, etik ve etkili bir şekilde faaliyet göstermesini sağlayan ilkeler, uygulamalar ve yapıları benimsemeli, kontrolü elden bırakmadan bilime ve tecrübeye saygı duymalı ve işi bilenlere teslim etmeli, zamanı gelince de yeni gelecek iyi gençlerin seçilmesine katkı vererek yönetim dönemlerini huzurla bırakıp mevcut başarılarının sürekliliğini sağlamış olarak en büyük görevlerini gerçekleştirmiş olurlar…
1 Eylül 2023
Necdet Kestelli / Çeşme
✅ KONSANTRASYON
Aynı anda birden fazla işi yarım yamalak yapmak mı? Yoksa tek bir işe odaklanarak başarıyı yakalamak mı?
• Bir işi gerçekten yapacaksak, orada vitesimizi elimize geçirip, topumuzla, tüfeğimizle, bütün dikkatimizle, konsantrasyonumuzla tek bir işe eğilebilmeyi başarmak gerekiyor!
Teşekkürler "kendinin lideri" Serkan hocam…
19 Mayıs 2023
Bu gün çok verimli bir gün yaşadık İzmir 'de
Bayramdan, Festivalden öte,
Heyecan,
Coşku,
Ve güven içinde...
Sinirlerin, evden çıkarken askıya alındığı,
Sevinç dolu bir Pazar günü...
El ele, çocukları omuzlarda, elleri bayraklı,
Neşe içinde aileler,
Ve tabii ki Gençler ümit dolu...
100. YILIMIZ...
YAŞAM BAŞLANGIÇLARLA ZENGİNLEŞİR
Yaşamım boyunca edindiğim tecrübeler, düşünceler, gördüklerim ve yaşadıklarım ile 1951 senesinden beri içinde olduğum, tenise sokakta başlamış olsamda, tenisle gençliğimin geçtiği, büyüdüğüm Kültürpark Tenis Klübünde, bu gün bile devam eden tenis tutkum yanında, her gün giderek azalsa da biriktirdiğim büyük dostluklar ve unutulmaz hatıraların izlerini, 7 Ekim 2007’de biriktirmeye, zaman zaman da kişisel bir blog içinde paylaşmaya başlamışım. Yazılarıma artık burada kendi bloğumda, kendi düzensiz düzenimde devam etmeye karar verdim…
Blog olarak düne kadar yani neredeyse 15 senede 168 yayın yapmışım: çok az değil mi? Halbuki gazetede ki haftalık Tenis Gündemi köşemde #20 senede 1018 yayınım olmuş! Demek ki “BLOG”’umu epey ihmal etmişim…
Seviyorum paylaşmayı!
Bloğumun adresi “nkestelli.blogspot.com”’dur.
Arzu ederseniz… bu adresi Google kişilerinize de kopyalayabilirsiniz!
Adı da “DALDAN DALA: YAŞAM ❤️ ve TENİS🏸🏆🥇
Orada buluşmak ve yorumlarınızı almak üzere…
Haziran 2023
Necdet KESTELLİ 🧿
✅ “İyi bir öğretmen,
kendisini yavaş yavaş, gereksiz kılabilen insandır.”
Thomas J. Carrutheris
Her geçen gün tenis sporuna, kadın - erkek, yetişkin her yaştan ilgi artmakta olduğu gibi, anne- babalar da, çocuklarının bu güzel ve medeni spora başlayıp, doğru - yanlış, gelişmeleri, başarılı olmaları için özveriyle ellerinden geleni yapmaya, onları yönlendirmeye, yazılı kurallara karşı haklarını savunmaya çalışıp heyecan ile yakından takip edip, biraz da bencillikle çırpınıyorlar.
Her ebeveynin kendine göre 8-13 yaşlarda ki çocuklarının yaptıkları sporları, maçlarda ki mücadeleleri, rakipleri, rakiplerinin destekçileri, turnuva yöneticileri ile yaşadıkları sorunları, gördükleri oyuncu kayırmaları, yetkililerin ilgisizlikleri ve vurdum duymazlıklarından kaynaklanan sorunları, şikayetleri, beklentileri ve değerlendirmeleri olabiliyor! Bunlar, anlayışla karşılanabiliyor.
Ne var ki bu ve buna benzer tüm tepki ve taraflı davranışlar çok zaman yeterince maalesef kabul görmüyor. Üzücü ve moral bozucu bir durum!
Aileler kendi yapamadıklarının çocukları tarafından yapılmasını çok istiyorlar. Baskı oluşturduğunu tahmin ettiğimiz bu saf istek aslında çocuğu çok zaman mutlu etmediği gibi, ters tepki yapabiliyor.
“Çocuk çocukluğunu gönlünce yaşamalıdır!”
Çocuklar bu yaşlarda, rahat bırakılsa teniste alacağı puanlarla hiç ama hiç ilgilenmeden arkadaşlarıyla tenis oynayacak, eğlenecek, şaka yapacak ve hoş zaman geçirecek, rekabetten uzak çocukluğunu yaşayacak! Ama ebeveynlerinin hedefleri farklı olunca iki tarafta ne çok mutlu, ne de istendiği gibi başarılı olmuyorlar. Aileler çok istiyorlarsa, çocuklarını iyi bir klüpte, iyi hocalar elinde, sosyal ve sportif her konuda pişmelerini sağlasınlar ve bu süreyi uzaktan kontrol etsinler… Yok olmuyorsa o zaman milli olmaları yolunda çalışsınlar!
12 ya da 14 yaş milli olmanın inanın ki çocuğunuza hiç bir faydası olmayacak. Çocuklarınızı rahat bırakın da spor yapsınlar, eğlensinler ve psikopat değil spor disiplini almış gelecek nesillerimiz olsunlar!
Hele hele 12 yaş altı hala oyun çağı çocukların, veliler ve antrenörler tarafından yarıştırılarak telafisi olmayan tahribatları herkes artık fark etmeli. Erken dönemde sınav odaklı yarışma yerine, gelişme odaklı oyunlu,eğlenceli yarışma biçimleri benimsenmelidir…
Saygılarımla
Bir kaç ay önce gerçekleşmiş olsa da üstünde konuşulmalı sanıyorum!
Bu şampiyonada görülen oyun seviyesinin, ülke senyörlerimizin tenis seviyesinden epey yüksek olduğu izlemini verdi. Kulüplerin bazıları takımlarını, senyör olmuş eski pro oyuncular ile güçlendirdikleri dikkatimizi çekti. Bizden de milli oyuncumuz, çiftlerde dünya eski 50 numarası İpek Şenoğlu'nun takımı ile beraber başa oynamaya başlaması, senyör tenisi için iyi bir örnek, kendisi için çok önemli bir başlangıç, ülke tenisimiz ve senyör camiamızın oyun seviyesi ve tecrübesi bakımından da sanırım çok büyük kazanç olacak!
# ÇİFT OYUNU ÇOK ÖNEMLİDİR!
Tenisin, özellikle ileri yaşlarda çok sevilen, eğlendiren ve çift takımları müsabakalarında her an belirleyici olabilecek çift kategori maçlarının yeterince önemsenmemesine rağmen, ne kadar önemli olduğunu bilmekte maalesef pek dikkat edildiği söylenemez.
# ÇİFTLER MÜSABAKALARINDA BAŞARININ ANAHTARLARI
Teniste Çift oyunu için iki kişilik takımlar ile oluşturulsa da, her oyunda beklenen eğlenceye ve başarıya ulaşmak kolay değildir. Bunun nedeni oyunun, takımların içlerinde ki uyuma çok bağlı olmasıdır. Daima iki eşit oyuncu ile kurulmuş olduğu var sayılması gereken çift oyunu, aslında kişilerin karakterleri ve kişilik özelliklerinin ortaya çıktığı, tek oyunlarından farklı, özel ve çok hassas bir düzeni içinde karşılıklı özveri gerektirir. Takımı oluşturan kişilerin birbirlerine karşı, olumlu veya olumsuz her türlü davranışı alınacak iyi veya kötü neticelerin en önemli nedenidir. Aslında burada istenen başarı, herkesin her an hata yapabileceğinin peşinen kabul edilmesi ile karşılıklı tolerans, anlayış, işbirliği, motivasyon ve büyük özveri ile kazanılır! Takımı oluşturan oyuncuların yeteneklerine bağlı ve stratejik olarak düşünülse de, Servis atanın yöneteceği en basitinden takım içinde: kimin forehand, kimin backhand de oynayacağı; Filede nasıl ve nerelerde durulup nasıl pozisyon alınacağı gibi davranışlar beraberce kararlaştırılmalıdır. Pek önemsenmese de maçlar öncesi ve maç sırasında, hatta atılacak her servis öncesinde konuşarak tabii ki!