Bu Blogda Ara

24 Ocak 2010 Pazar

BAŞARI - BAŞARISIZLIK

19. Ocak 2010
Türkiye'nin 1. numaralı milli oyuncusu Marsel İlhan'ın Şili'li Gonzales ile yaptığı, ancak ezilmeden kaybettiği maçtan sonra incelenmeden yapılmış olan alaycı yayınlardan sonra ...

Avustralya Açık Tenis Turnuvası Resmi sitesinden….
"...The match was played out on front of a boisterous crowd, with masses of parochial Turkish and Chilean fans exchanging regular and good-natured banter in between their support for the men on court.

Gonzalez said he enjoyed playing in front of the strong Chilean and Turkish crowd.
It was really fun, like a Davis Cup atmosphere,” he said.
“I’m really happy to play here always. I come with great expectation for my fans...”

Necdet Kestelli

BAŞARININ NE OLDUĞUNU ANLAYAMAMIŞLAR



23 Ocak 2010 15:51
Hala inanamıyorum...
Sevgili Ergül çok doğru nitelemiş. Bizler bir avuç “medyadaki tenis yazarları” kendimizi ne gazeteci, ne köşe yazarı olarak görmüyoruz. En azından bir kaçımız… Aslında gereken ve bizlere yakışan tepkiyi gösterdik ama anlaşılan gözlerden kaçmış. Ziyan yok. Biz bıkmadan gereken mücadeleyi verir ve vermeye de devam ederiz.

Köşeleri işgal ettiğimizi, köşeleri kendi amaçlarımız için kullandığımızı düşünmüyoruz. BİZ YALNIZ TENİS ile ilgili konularımızı işliyoruz. Bizim kişilerle ilgimiz olmadığı gibi olamazda. Bizim bir mücadelemiz varsa oda TENİS içindir ve de SİSTEM içindir.

Son günlerde bahse konu KİŞİLER (ki biri gazeteci-haberci sınıf arkadaşım, diğeri birkaç gün öncesine kadar zevkle okuduğum sevilen ve esprili bir köşe yazarı; diğerleri ise varlıklarını dahi bilmediğim insanlar) köşeleri ve haber bültenlerini zapt etmişler, patronlarından aldıkları güçle kendilerini, bilsinler – bilmesinler, anlasınlar – anlamasınlar, daima konu sıkıntısı çektiklerinden ıvır zıvır da olsa HER KONUDA (tenis dahil) büyük ve bilgiç havalarda yazı yazmaya ve konuşmaya yetkili sanmaktadırlar. Etikleri de hiçe sayarak…Maalesef tabii…

Sorun bence o kişilerde değil, onları bu kadar yetkilendirenlerde, Veya onları sözde kontrol edenlerde… Yani Medyamızı yönetenlerde. Aslında gelmiş olduğumuz SİSTEMDE… Tabii eğitim seviyesi de bunun büyük bir parçası.

Onlar için havalarda uçuşan bir haberin, hiçbir kontrole tabi tutmadıkları ve bu özeni gösteremedikleri için SANSASYONDUR, ve bu yaklaşımın kendileri için alkış ve puan getirici bir caba olacağını zannetmektedirler. Kaldı ki kendi fikirleri ile büyük yorumlarının da en doğrusu olduğuna KENDİLERİNE İNANDIRMIŞLAR…

Ama, tenis dünyasının ne olduğunu HİÇ bilmedikleri içinde kayaya çarpmış oldular. Sanmayın ki sinecekler, özür dileyecekler… Haşa… devam edeceklerdir veya polemiğe gireceklerdir, köşeleri var ya…

Ne yaparlarsa yapsınlar MARSEL ILHAN’ın başarısını, Oradaki bir avuç TÜRKÜN heyecanını YOK EDEMEZLER, LEKELEYEMEZLER

Bakalım MELİS SEZER’in göstereceği başarıya nasıl TEPKİ verecekler… Ancak onların ne tepkilerine ne de övgülerine ihtiyacımız var. Umarım bundan sonra gölge etmezler ve kendi kısır döngüleri içinde kalır ve Yöneticileri tarafından bilmedikleri konulara burunları sokturulmaz.
Necdet Kestelli