Bu Blogda Ara

3 Mayıs 2023 Çarşamba

ÖĞRETMENLİK!



✅               “İyi bir öğretmen, 

kendisini yavaş yavaş, gereksiz kılabilen insandır.” 

Thomas J. Carrutheris



BIRAKIN ÇOCUKLAR ÇOCUKLUKLARINI YAŞASINLAR, LÜTFEN!

Her geçen gün tenis sporuna, kadın - erkek, yetişkin her yaştan ilgi artmakta olduğu gibi,  anne- babalar da, çocuklarının bu güzel ve  medeni spora başlayıp, doğru - yanlış,   gelişmeleri, başarılı olmaları için özveriyle ellerinden geleni yapmaya, onları yönlendirmeye, yazılı kurallara karşı haklarını savunmaya çalışıp heyecan ile yakından takip edip, biraz da bencillikle çırpınıyorlar. 

Her ebeveynin kendine göre 8-13 yaşlarda ki çocuklarının yaptıkları sporları, maçlarda ki mücadeleleri, rakipleri, rakiplerinin destekçileri, turnuva yöneticileri ile yaşadıkları sorunları, gördükleri oyuncu kayırmaları, yetkililerin ilgisizlikleri ve vurdum duymazlıklarından kaynaklanan sorunları, şikayetleri, beklentileri ve değerlendirmeleri olabiliyor! Bunlar,  anlayışla karşılanabiliyor. 

Ne var ki bu ve buna benzer tüm tepki ve taraflı davranışlar çok zaman yeterince maalesef kabul görmüyor. Üzücü ve moral bozucu bir durum!

Aileler kendi yapamadıklarının çocukları tarafından yapılmasını çok  istiyorlar. Baskı oluşturduğunu tahmin ettiğimiz bu saf istek aslında   çocuğu  çok zaman mutlu etmediği gibi, ters tepki yapabiliyor.

“Çocuk çocukluğunu gönlünce yaşamalıdır!”  

Çocuklar bu yaşlarda, rahat bırakılsa  teniste alacağı puanlarla hiç ama hiç ilgilenmeden arkadaşlarıyla tenis oynayacak, eğlenecek, şaka yapacak ve hoş zaman geçirecek, rekabetten uzak çocukluğunu yaşayacak! Ama ebeveynlerinin hedefleri  farklı olunca iki tarafta ne çok mutlu, ne de istendiği gibi başarılı olmuyorlar. Aileler çok istiyorlarsa, çocuklarını iyi bir klüpte, iyi hocalar elinde, sosyal ve sportif her konuda pişmelerini sağlasınlar ve bu süreyi uzaktan kontrol etsinler… Yok olmuyorsa o zaman milli olmaları yolunda çalışsınlar!

12 ya da 14 yaş milli olmanın inanın ki çocuğunuza hiç bir faydası olmayacak. Çocuklarınızı rahat bırakın da spor yapsınlar, eğlensinler ve psikopat değil spor disiplini almış gelecek nesillerimiz olsunlar!

Hele hele 12 yaş altı hala oyun çağı çocukların, veliler ve antrenörler tarafından  yarıştırılarak  telafisi olmayan tahribatları  herkes artık fark etmeli. Erken dönemde sınav odaklı yarışma yerine, gelişme odaklı oyunlu,eğlenceli yarışma biçimleri benimsenmelidir…

Saygılarımla

Bale, Bilardo ve Tenis

Bilardo deyip geçmeyin lütfen!


Bilardo, Fair play anlayışının en üst seviyede olduğu ve sporcularının centilmenliği esas aldığı hatta spor kıyafetlerinin bile son derece özenli, saygılı ve şık olduğu aristokrat kökenli, kendine has bir kültüre sahip bir spor dalıdır.


Sporcuların papyonlarını takarak yarıştığı, güzel sayı aldığında rakibini alkışlama nezaketinde bulunduğu, sporcular atış yaparken oyuncuların konsantrasyonunun bozulmaması için tabiri caizse izleyenlerin bile nefeslerinin tutulduğu, saygı, hoşgörü ve hırsın muhteşem bir ahenkle sergilendiği, masa başına geçtiğinizde hiçbir atışın bir önceki ile benzer olmadığı, saç teli inceliğinde sayıların kaçtığı, Türkiye’deki en yaygın masa spordur bilardo.


'' Bilardo; Satranç kombinasyonları, fizik yasaları ve insan beyni ile vücut hareketleri arasındaki gözle görülür dikkat çekici bağlantının birleşiminden oluşan algılanması belki de en güç mükemmelliğin oyunudur".


Şimdi aralarında ki benzerlikleri düşleyin derim…

Salgılarımla
3 Mayıs 2023