Bu Blogda Ara

29 Kasım 2017 Çarşamba

GÜZEL SÖZLER

Kültürler, ancak kendi zafiyetlerinden çökerler”
Andre Malraux

29 kasım 2017

28 Kasım 2017 Salı

HAYATIMIZIN BÜYÜK BİR KISMI HAREKETTİR


Sporda olduğundan farklı olarak,
Konuşma,
Yürüyüş ve Koşu,
Ayakta durma ve bekleme,
Merdiven çıkma ve inme,
Araba kullanma, vites değiştirme, frene basma,
Bisiklet pedallarını çevirme,
Yemek yeme,
Yıkanma ve duş alma,
Telefonla konuşma,
Mobil telefonda mesaj yazma, bilgisayar, fare ve tablet kullanma,
Başta masa başı çalışması  olmak üzere her türlü çalışma,
Oturma, kalkma eğilme ve uzanmalar gibi çok basit güncel alışkanlıklarımızın tamamı iyi, kötü, doğru, yanlış, doğuştan ve çok tabii olsa da otomatik olarak gerçekleşen hareketler değil midir? 

Bunlara karşılık insanların sabahları yataklarından kalkarken ki yavaşlıkları, uyku sürecinde ki hareket azlığından kaynaklanmıyor mu?   
Hepsi irademiz dışında gerçekleşiyor… Refleksle… Bizler farkında olmadan!

O zaman tüm bu hareketlerin en azından bir kısmını daha kontrollü ve bilinçli olarak yapmaya çalışmamız yaşantımıza faydalı olmazmı?

Düşünelim o zaman...  Belki de ne yapalım diye sorabiliriz kendi kendimize?
Necdet
28.Kasım 2017





  

TENIS’TE KAZANMANIN İNCELİKLERİ

Öncelikle tekniğiniz, duruşunuz, kıyafetiniz, davranışlarınız, tüm hazırlık ve çalışmalarınız, bazı konulara çok özen göstermeniz kaydı ile teniste 
Sizi özlediğiniz başarıya götürecektir. 

Başarıya odaklanmalısınız...
Azim ile, özverili, sürekli, düzenli, bilinçli, yılmadan, yorulmadan, fiziki ve mental olarak çok çalışmalısınız.

Maçlara çıktığınızda ise kesinlikle maça konsantre olarak 
- Strateji uygulamalısınız: 
Mutlaka bir veya karma stratejiniz olmalıdır. Bunlardan en iyisi uygulanabilir ve değiştirilebilir olanıdır. 
Stratejisi olmayan bir oyuncu kaybetmeye mahkumdur.
Çok parametreli ve karmaşık olan tenis oyununu basitleştirebildiğiniz ve oyun çeşitliliğinizi artırabildiğiniz ölçüde başarılı olacaksınız.

- Mücadeleci olmalısınız:
Tenis iyi odaklanmak durumunda olduğunuz  ve daima kontrolünüzde olması gereken bir mücadele oyunudur. Hemen sayı almaya değil oyun planınızı uygulayan,  oyunu domine eden ve mücadeleden kopmayan taraf olmalısınız. 

- Sabırlı olmalısınız:
A) Sabırlıysanız tenis topu oyunda tutma sanatıdır. Rakibinize hata yaptırmak  için sabır gösterebilmelisiniz. 
B) Sabırsızsanız, ki bu zaten oyun stilinize yansıyacaktır, büyük bir konsantrasyon içinde tek toplarla neticeye gidebilmeli ve iyi veya kötü neticesine de kabullenebilmelisiniz.

- Sakin olmalısınız: 
Teniste her zaman yeterince antrenmanlı ve fit olmalısınız. Maçlarda göstereceğiniz  telaş, güvensizlik ve korku hata getirir. Soğukkanlı olun, kendinize güvenin, maç heyecanınızı ve iyi oynayarak kazanma isteğinizi de...
Necdet
28.kasım 2017









24 Kasım 2017 Cuma

TENİS - ÇİFTLERDE BAŞARININ YOLU


TENİS ve ÇİFTLER KATEGORİSİ 
TENİS’TE ÇİFT OYNAMANIN ADABI VE  İNCELİKLERİ 
(Kazanmanın ve dost kalmanın yolları...)

Sevgili Dostlar, ben ne performans oyuncusuyum, ne hocayım, ne de antrenör! Hiç bir kulüple de organik bir bağım yok. 
Kısacık Veteran tenis geçmişimle de kimseye bir şeyler öğretmeye kalkacak kadar da densiz değilim. Sade bir tenis hastasıyım: o kadar!
Ancak çift oynamayı severim ve çift maçlarının yalnız Türkiye’mizde değil tüm dünya da nispeten ikinci sınıf bir kategori olarak görülmesinden ve final maçlarında bile tribünlerin boşalmasından da çok üzüntü duyarım. 

Gören, düşünen, yaşayan ve yazan bir tenis sever olarak senelerdir, çok tenis sever gibi bu konuyu yazılarımda, sanal dünyamızda gündeme taşıdım…
Üzerinde durulması, düşünülmesi gereken her tenis sever için çok önemli bir konu... Bu konuda beni paylaşımlarıyla destekleriyle katkı koyan tenisçi dostlarıma müteşekkirim.


İşte düşüncelerim: Doğrudur, yanlıştır, eksiktir, ütopiktir… Her ne ise. Sanıyorum ki bazı inceliklere riayet edilirse çift  takımlarımızın mağlubiyetleri belki  bitmez  ama en azından azalabilir ve Davis / FED Cup ile  dünya senyörler takım şampiyonlarında  guruplarda ucundan kalıp  çılgınca sevineceğimize, daha çok kazanarak ve gurup atlayarak oyuncularımızı otobüsler üzerinde alkışlarla dolaştırırız...

Tenis ve tenisçinin incelikleri çift oyununda kendini gösterir.
Çift oyunu özel bir zevk, eğlence ve de güzel bir takım oyunudur. Evet, en önemlisi takım oyunu oluşudur zaten. Tek oyunundan daha zor ve çok farklıdır. 
Çok sorumluluk ve özveri ister.  Çift oyununu, bir de ortağınız olduğuna göre, kendi kafanıza göre oynayamazsınız. Takım nasıl kurulursa kurulsun, kiminle kurulursa kurulsun, ortakların oyun içinde her bakımdan EŞİT sorumluluklarla takım olabilmesi  ve ikili arasında ki uyumun sağlanması  gereklidir. 

Çiftte iyi oyuncu, kötü oyuncu yoktur; kazanmak için oluşmuş ve çırpınan bir takım vardır: Fileye takılan toplar, başarısız voleler, smaçlar, auta giden toplar ve nice puan almak için yapılan hatalarla...
Çünkü çift oyunu hızlı bir risk oyunudur. Yapılan hatalar ise risk alıp puan kazanmak için yapılan hatalardır.

Çift takımını,oyunculardan biri, puan aralarında her bir olası durumu konuşarak ama patronluk taslamadan yönetir. İlle de yönetenin daha iyi olan oyuncu olması da gerekmez.  Yönetseniz de, yönetilseniz de kendinizi bildiğiniz kadar, takım arkadaşınızın da oyununu, huylarını, alışkanlıklarını, iyi/kötü, zayıf/güçlü taraflarını, becerilerini, handikaplarını, moral, sinir ve stres durumunu, hassasiyetini çok iyi bilecek ve bunları her an karşılıklı olarak hissedeceksiniz.
Ve bütün bunların bilinci ile, ortağınızı bozacak her türlü davranış ve sitemlerden uzak durup, birbirinizin  destekçisi, sakinleştiricisi ve moral kaynağı olacaksınız.

Aksi taktirde  rakibinizi sevindirmiş, ortağınızı da çökertmiş olursunuz.
Çift oyunu bir anlaşma, tolerans ve centilmenlik oyunudur.
Çift oyunu bir sanattır.
Ancak katiyen küçümsenecek bir tenis kategorisi değildir.

Diğer önemli bir konu da, sizin değil  takımın puan kazanmasıdır. Bunun için  alabildiğiniz ve aldığınız puanlar dışında belki daha da çok ortağınızın puan almasını, topları öldürmesini sağlayabilecek pozisyonlar yaratmanızdır. Ortağınız da ayni şeyi düşünmelidir  tabii ki!

Servisin nereye ve nasıl atılacağı, oyuncuların kortun neresinde duracakları, hangi toplardan sonra fileye gelineceği, ne zaman lop yapılacağı,  ortaya gelen toplara kimin müdahale edeceğinin* önceden bilinmesi çok faydalıdır.
*Kaidesi: bu topa, topa vuranın çaprazındaki oyuncunun müdahale etmesi gerekirmiş -  (bilenler teyit edebilir).
Her şeye rağmen, süratli bir çift oyunu içinde en doğru kararı, ortağını çok iyi tanımış olan oyuncu o an için inisiyatifini kullanarak verecektir.
Bu inisiyatif kötü netice verse bile kızmaya, hele hele öğretmeye kalkmaya ortağın  hakkı yoktur. Netice de hareket iyi bir puan düşünülerek yapılmış, ancak başarı getirmemiştir.
Çift  oyunu zordur, çok ustalik ve tecrübe ister, uzmanlık ister, teklerde etkin  ve hızlı bir servis, etkili “forehand”, sağlam bir “Backhand”  ile çok maç kazanabilirsiniz; ancak çiftler oyununda çok daha fazlası lazım:  takim ruhu, mantal sağlamlık, muhtelif taktik ve stratejiler, çok iyi vole ve file oyunu, saglam refleksler, kortun her yerinde smaç ve muhakkak “topspin lob” kabiliyeti, partnerle uyum  ve tabii çok oynamış olmak şart. Ayrıca elastikiyet, sürat gereklidir. Her türlü vuruş her yerden yapılabilmelidir. Ama hepsinden önce sıkı ve fit bir atlet olmak gerekiyor.
Tabii bu uzmanlığa erişebilmek içinde çok ciddi ve özel olarak çalışılması gerek. Yoksa bir yerlere varmanız mucize olur. 

Her tenis oynayan iyi bir çift oyuncusu olamaz. Teklerde iyi oynayanlarda iyi bir çift oyuncusu olmayabilirler. iki iyi oyuncudan da iyi bir çift takımı çıkmayabilir. 
Lütfen dikkat: Herkesle de çift oynanmaz...

Demek ki iyi bir çift oyuncusu olmak için ayrı ve özel bir eğitim almak gerekir. 

Anlamlı bir örnek: 
Senelerce önce ClubAliBey'de Dünya şampiyonası: 75 + çift bayanlar oynuyor; takım olarak bir örnek giyinmişler; makyajlar yerinde ve her  iki takımda zerafetleriyle ile tenise çok yakışmışlar. 
Bizde seyrediyoruz. Tekrar ediyorum 75 yaş: şaşırmayın sık sık servis vole oynuyorlar ... Hem de çok koşmadan, terlemeden, zarif ve yerini bulan akılcı voleler, yerine giden loblar, bağırış çağırış olmadan otomatik olarak yer değiştirmeler ile... 
Evet çok şey gerekiyor çiftler oyunu için...

Bitirirken  yetişmiş ve dünya oyuncusu olmuş  kadın oyuncularımızı hatırlıyorum,  çok da iyi erkek takımlarımız olmuş. Çiftlerde başarı arıyorsak  bu oyuncularımızdan muhakkak istifade edilmelidir. Ve kazanmak istiyorsak teklerde olduğu gibi çiftler için de çok çalışılmalıdır.
YETER Kİ İSTENSİN...
Tenisle kalın, Çift oyununu sevin ve zül gelse de  çok seyredin. 

Kasım 2017 

Tenis dergisinde yayınlanmıştır. 

GÜZEL SÖZLER

"Başarı, başarısızlığı kabullenmeyenler için doğal bir neticedir..."

22 Kasım 2017 Çarşamba

KARARSIZLIK

Hayatta zaman zaman kararsızlığa düşeriz. “O mu, bu mu?” derken bizim için en kıymetli varlık olan zamanı tüketmiş buluruz kendimizi. 
Hedeflerimizi çok iyi belirlemeliyiz. Hayat kararsızlık içersin de yüzülecek kadar uzun değildir. Bunu unutmamalıyız... Benden hatırlatması. 

20 Kasım 2017 Pazartesi

MÜLTECİ YAŞATMA FONU


United Work kâr amacı olmayan bir kuruluşmuş. 
Hollanda Dış Ticaret Bakanlığı tarafından bir fon sağlamış. Bu fon ile  Türkiye’ye  sığınanların  iş bulmalarına ücretsiz bir sosyal sorumluluk projesi kapsamında yardımcı olacaklarmış. BREH , BREH, BREHHHH...

Yığınla kendi işsiz vatandaşımız varken:

-Mültecileri istemiyoruz.
-Onlara yardımcı olacakları da istemiyoruz. 
-Bu fonu da istemiyoruz. 

Mültecilerin de, mültecileri kendi ülkelerinde görmek istemeyen ve bu fonu verenlere gitmelerini istiyoruz. 
O KADAR!





BİSİKLET KULLANIMI

Bisiklet sevdalısı değerli Bayanlar ve Baylar.

Bisiklet oldum olası güncel hayatın az veya çok içindedir. Eskiden de böyleydi, Halen de böyle... Böyle de olmaya çok hızlı çoğalarak devam edecektir. 
Bisiklet bir yaşam tarzı olup, BİSİKLETİ ile, giyimi ile, havası ile bireysel bir tercihtir. Bunlara pek karışmamak gerekir.

Öncelikle günlük yaşam içinde ki sürekli ve düzenli bisiklet kullanımını, çok zor ve ağır bir spor olan bisiklet sporundan ayrı tutmak şarttır. Yoksa tartışmaların sonu gelmez. 

Bisikletin ilk amacı daima ulaşım ve dolayısıyla uzakları yakın etmek olmuştur. Bugün de böyledir. 

Bisiklet sporu ve gruplaşmalar, gurup oluşturmalar bisiklet sanayiinin bir gereksinimi olarak sonradan ortaya çıkmıştır,  çıkarılmıştır.

Ben ilk çocukluk yıllarımdan beri haşır neşir olsam da asıl tutkum ulaşımdır ve son 32 yılımda da bisikleti ulaşım için kullanıp, uzakları yakın etmekteyim. Zaman kazanmaktayım, otopark derdim yok, özel kıyafete ihtiyacım da olmadığı gibi gerektiğinde takım elbise  ile bile bisiklete binerim. Hem de gıpta edilen bakışlara maruz kalarak... Bu da benim tercihim tabii!

Ama bunun için, bu günlerde çok duyulduğu gibi her gün gidiş dönüş 50 kilometreler yaptığımı sanmayın.  Bu mesafeler terlemeden dolayı özel giysi gerektireceği gibi, işyerlerinde verim düşüklüğüne bile neden olabilir. Benim ki ise, hiç gülmeyin, günde çatlasın 10 km’yi bulmaz bile. Ama sürekliyim. 
Ana sporum ise başkadır.

Fransa turu gibi yarışlar özünde reklam amaçlıdır.

Yeni yeni gurupların etkinlikleri ise, spor olarak yapılıyor gibi ve de  çoğunlukla turistik olsa da asıl amaç bisikletin yeni bir sosyalleşme aracı olarak görülmeye ve yaşanmaya başlanmış olmasıdır. Çok da faydalıdır. Daha kurumsal ve profesyonelce bu oluşumlar güçlenmelidir. Hem de sportif federasyonlardan çok farklı bir şekilde. 

Ben bisikletin şehirlerde ve trafikte saygı görmesini, varlığının herkes tarafından resmen kabul edilmesi gerektiğine inanıyorum. Özel yol olmasa da olur. Trafikte kabul edildiğiniz ve trafik yasak ve şartlarına uyduğunuz taktirde bütün yollar sizindir

Genel olarak yapılacak ve Örneği çok başarılı olan “insanları emniyet kemerine kısa sürede alıştıran kampanya” gibi TV’lerde yapılacak ( veya başka mercilerde) BİSİKLETİ TANIYALIM, BİSİKLETİ SAYALIM, BİSİKLETLİYİ KORUYALIM çalışmaları inanın YÖNETİCİLER DAHİL her kesimi eğitecektir. 
Ve sonunda Avrupa şehirlerinde ki gibi Bisiklet,  trafik içinde ulaşım aracı olarak FİİLEN kabul edilecek VE HUZUR GELECEKTİR. 
Gerisi boş laf...
Bu arada 
Oluşmuş olan gurupların paylaşımları da MUHAKKAK  belediyeler, şöförler, sürücüler, yayalar nezdinde çok uyarıcı, düzeltici  ve de  eğitici olmaktadır. 
Dolayısı ile tek bir amaç olması gereken “bisikletlilerin hayatlarını tehlikeye sokmamak” konusunda mücadeleye el ele ve hep birlikte devam edilmelidir. 
Sağlıklı bisikletli günler dileyerek tüm bisiklet severleri selamlıyorum.

Necdet Kestelli

8 Kasım 2017 Çarşamba

DÜNYA SPORCUSU OLMAK

DÜNYA SPORCUSU OLMAK 

HİÇ KOLAY DEĞİL...
(Çocuklarını dünya sporcusu yapmak isteyenlere...)

Hep istiyoruz sporcularımız başarılı olsun, ülkemizi yurt dışında temsil etsin, milli takımlarımız da  başarılı olsun...
Ama bu arzumuzun gerçekleşmesi için
• Yetenekliyi  bulacaksın, 
• Çok çalıştıracaksın, 
• Fiziksel ve mental gelişmelerini sağlayacaksın, 
• Onları yetiştirecek kalite ve sayıda teknik adamlar bulacaksın, 
• Maddi imkanların, desteklerin elinde hazır olacak ve 
• Onların yurtiçi ve yurtdışında ki müsabakalarını  organize edecek ve tüm lojistik sorunlarını çözeceksin!.

Her bakımdan bu şartların oluşması hiç de kolay değil!
Evet, kolay değil ama hemen de pes etmeyin. Unutmayın, çocuğunuz hem sporcu hem de dünya vatandaşı olacak!


Saygılarımla

Necdet Kestelli 

YAĞMURLARLA BERABER HATIRLATALIM...

Çok geç kalmadan...

Yağmur'u hep sevmişizdir... 
Yağmur berekettir, ferahlatır, içimizi açar, hava temizlenir.
Yağmur afat'a dönüşürse üzer ama o da çok ender olur...
Yağmur tabii ki her yerde olabilir... 
Ancak kaldırımlarda  bile yürürken ayakkabılarınız su içinde yüzerse;
Hele hele zaman'ında yapılmış su geçirgenliği olsun diye plakaların döşendiği kaldırımlarda ilerlemek için akrobasi yapılıyorsa;
Yoldan geçen egoist, düşüncesiz ve en azından saygısız sürücülerin, yayalara hiç dikkat etmeden tam gaz su birikintilerinden geçip size duş yaptırıyorlarsa ( bu konuda en dikkatliler galiba toplu taşıma şöförleri!);
Yolları, kaldırımları, asfalt dökümleri hiç bu işten anlamayan kaba ve vasıfsız işçiler tarafından eğri- böğrü ve hiç bir su birikmesini önlemeyi düşünmeden yapılıyorsa;
Bunların yapılışları sırasında su akıntısı veya meyili için talimat vermeyi bile düşünmeyen ilgili mühendisler bir de üstüne üstlük hiç kontrol yapmıyorlarsa;
Evinize ancak küfrede küfrede sırık sıklam dönersiniz ve başlarsınız şikayetini dile getirmeye...
Ve böylece ev halkına deşarj olur, ilgililere de bu kadarcık sitemle yetinirsiniz. 
Umarım anlayan çıkar...
Yaşanacak şehirimiz insanlarına bu gibi düşüncesiz uygulamalar hiç yakışmadı, hiç de yakışmayacak... 

Saygılarımla 

7 Kasım 2017 Salı

GRAND SLAM TERİMİ


Affınıza sığınarak ek bir bilgi: 

"Grand Slam terimi, aynı zamanda, bir sezon içinde yapılan dört büyük Slam tenis turnuvasının hepsini aynı tenisçinin kazanması durumunu ifade eder.  


5 turnuva veya daha fazla olursa, o zaman bu seri slam serisi olmaktan çıkar...
Böyle biline...

HADİ... TENİSE!

TENİS

Belki en çok ilgi çeken, en çok takip edilen en çok izlenen değil ama bence dünyanın en eski, en güzel sporlarından biri tenis;
Tenis hem aristokrat, hem temiz, hem de efendi sporudur;
7'den 95'e her yaşta her yerde çoluk çocuk ve  ailecek oynanabilecek bir spordur;
Genç yaşlarda başlanır ve ömür boyu bırakılamaz; 
İnsanın tüm hayatına, sosyalleşmesine yön verir; e
Ekonomik olarak hızlı bir şekilde gelişir, geliştirir, eğitir, imrendirir... 
Tabii ayni zamanda çok da zor bir spordur; 
Çok çalışmak ister;
Çok özveri ister;
Çok azim ister...

Var mısınız?

KAYBETMEK-KAZANMAK

KAYBETMEK / KAZANMAK
Kazanma hırsı olmadan başarılı olunmaz. Tamam...

Ancak o  hırs her sporda ve özellikle de sporumuz teniste her  şeyin önüne geçer ve hırsla oyununuzu değiştirmeye veya zorlamaya başlarsanız kontrolünüzü kaybeder ve hatalarınız mağlubiyetinizi hazırlar. 

Geriye düşmeye başladığınızda, 
Kazanamayacağınızı düşündüğünüzde, 
kendinize güveniniz kalmadığında 
maçı zaten kaybedersiniz... 

Gereksiz ve yersiz hırs beyninize giden oksijeni de azalttığından düşünce yetiniz azalır ki, bu da doğru karar vermenizi zorlaştırır. 

Aslında  heba ettiğiniz bir puandan dolayı kendinize kızıp hırslandığınızda yapacağınız tek şey,  üst üste derin nefesler alıp kalp atışlarınızın sayısını düşürMEK  ve sakinleşMEKTİR. Unutmayın!

İş bitti, bundan sonra maçı çeviremem...
Adam zaten çok iyi...
diye düşüneceğinize,  yalnız kolunuzla değil, kafanızı kullanın, mantal olarak yeni bir strateji, değişik  bir taktik yanında yeni, ama farklı  ataklar ile puan almayı düşünün ve yapın, başka riskler alın... Kazanma şansınızı arttırın...

Tenis ve sevgiyle kalın
Saygılarımla
Necdet Kestelli


MEDYA DÜNYASINDA BAŞARILI OLMAK

MEDYA ve BAŞARI
Sanal dünya büyüdükçe, her geçen gün daha çok kullanıldıkça, içeriğinde ki konulara ilgi, beğenme, yorum ve katkı arttıkça herşey  çok değişik, çok yönlü, çok derinlemesine, araştırılarak, sorgulanarak hatta hesap sormacasına ve rahatça daha çok kişi tarafından ışık hızında ve karşılıklı takip ediliyor, okunabiliyor ve de umarım irdeleniyordur.

Bu güzel bir şey. Daha da iyisi  bu durum gazetelere, dergilere, basılı yayın organlarına beklenildiği kadar çok zarar vermemiş olması. Azalıyor bile olsa okunmaya devam ediliyorlar. Ve parmaklarınız gazete sayfalarından boyansa da, dergilerdeki haberler bayatlamış olsa da içeriklerinde ki dosyalar, araştırmalar, yorumlar, köşe yazıları ile yine ilgi odağı ve kalıcı olmayı başarıyorlar.
Başarmalılar da!
Senelerdir gördüğümüz maalesef piyasa koşullarına ayak uyduramayan çeşitli girişim ve denemelerden sonra cesaret, azim ve aşk ile var olup hayatta kalmayı başarabilmiş olanları, az gibi gelse bile  alkışlıyorum

Bu hızlı dünyamızda başarılı olup piyasada var olmak, beğeni ve güveni sağlamak ancak kararlı, yenilikçi, doyurucu, tarafsız, doğrucu ve sürekli olunmasına kesinkes bağlıdır.

Saygılarımla
Necdet Kestelli
7 Kadım 2017


1 Kasım 2017 Çarşamba

İKİ EFSANE

İKİ EFSANE
Federer ve Nadal’dan bahsediyorum tabii!
2017’nin son iki ayı. Son turnuvalar oynanmakta.
31 yaşında ki Nadal seneyi bir numara olarak kapatırken  36 yaşında ki Federer ise hali hazırda dünya 2 numarası. Finallerden sonra sırası değişir mi bilemem ama Sene sonu finallerinde, Londra’da iki dost rakip olarak yine karşı karşıya gelecekler.
İstatistiklere bakarsanız ikisinin rekabetinde Nadal, son beş maçı kaybetmiş olsa da, 38 maçtaki  23 galibiyet ile uzak ara önde...
İkisinin kariyerlerini karşılaştırırsanız da bu gün itibari ile Federer bayağı önde.
Bir numara bitirmek tabii ki çok önemli, ama sene sonu turnuvasında ilk sekiz oyuncu arasında birinci olmakta hiç yabana atılır gibi değil.
Kalın sağlıcakla...
Sevgiler
Necdet Kestelli