Bu Blogda Ara

10 Kasım 2009 Salı

FEDERASYON

22-Ekim-2008 Çarşamba


Hodri meydan


Tenis Federasyonu Başkanlığı ve yönetimine aday olan herkeste bol cephane
varmış meğerse... Evet, beklenen silahlar çekildi ve kuru sıkıların bini bir
paraya gidiyor... Kim kazanırsa kazansın, yeter ki bu mücadeleden tenis
karlı çıkar.
Ancak seçim sisteminin düzeni, uygulamaları çok yanlış, tıpkı politikada
olduğu gibi... Seçim sistemimiz değiştirilemiyor bir türlü. Aslında bu
kanayan bir yara ve yeni başkanın ne yapıp yapıp bu konuya el atması lazım.
Şöyle ki: Türkiye'de mevcut 141 tenis kulübünün 70'i federasyonun
faaliyetlerine katıldıkları için katkılarına göre objektif dense de bence
biraz politik olarak 1 ila 11 arasında değişen oy hakkı elde ediyor. Buna
karşılık geri kalan 71 kulüpte oynanan oyun tenis değil, oyuncular tenisçi
değil, yapılan turnuvalar sanal, oralarda ders veren hocalar tenis
öğretmeyip film çeviriyorlar sanki. Tüm tenis faaliyetlerinden sorumlu olup
hepsini idare ettiğini iddia eden federasyonun, belki kendisinden
kaynaklanmayan bu tutumunu anlayabilmek mümkün değil. Bu çelişkiyi özerk
tüzüğünü hazırlarken bile fark edip düzeltmeleri gerekmez miydi?
Ben inanıyorum ki bu oy kullanamayan kulüplerde, veteran olsun, genç olsun,
çocuk olsun, oy kullananlardakinden çok daha fazla kayıtlı tenis oynayan üye
bulunmakta. Ve bunların delegesi olmadıkları için dikkate bile alınmıyorlar.
İşte çelişki... Tabii daha buna benzer neler var düzeltilecek değil mi? Ama
daha çok bekleriz herhalde!
10 Kasım 2009

Hiç yorum yok: