Bu Blogda Ara

25 Ocak 2011 Salı

VETERAN OLGUSU

İzmir Tenisini tanıyalım…

Tenis’in İstanbul dan sonra en çok gelişmiş olduğu şehir, pek bilinmiyorsa da İzmir’dir. İzmir’de Tenis, asrın başında hemen İstanbul’un arkasından Levantenlerle başlamıştır. 1924 de ilk tenis federasyonu, Kulüplerden TED ise 1940’ta, ayni yıl Ankara Tenis Kulübü 1941’de ise İzmir Kültürpark Tenis Kulübü kurulmuştur. İzmir, tenis’in duayenleri Jim GİRAUD’ların, Vefa BOROVALI’ların, Hayri ŞEN’lerin, Turan TEZOL’ların, senelerin İzmir şampiyonu Beliğ BELER’lerin, Nazmi BARİ’den sonra uzun yıllar Türk tenis’in senelerce tek şampiyonu Ziya KIPKIZIÖRENLİ’lerin kenti. Bu duayenleri şimdi, pırıl pırıl gençlerimizle, yaşlanmayan Veteranlarımız takip ediyor.

İzmir’liler batının penceresi olmalarına rağmen, biraz içlerine kapanık, fazlaca da mütevazi dirler.

Halbuki 2000 yılında Türkiye Şampiyonu Kulüp: Kültürpark, İzmir’den;

Gençlerde bir çok finalist ve yeni ümitler; büyüklerde Mustafa AZKARA, hep İzmir’den;

Veteranlar da ise birçok kategoride yine İzmir’den çıkmış…

Bu gün, daima örnek aldığımız, ve örnek gösterdiğimiz Veteranlardan söz edeceğiz.

Evet, İzmir’li Veteranlar 1990’larda yapılan BAROMETRE turnuvaları ile Türk veteran tenisini tanımaya, yaş kategorilerini öğrenmeye ve Türkiye çapında kendilerini göstermeye başladılar.

Her kulüpte veteran faaliyetleri, her kulübün kendi anlayışına göre yapılmaktaydı.
1987’de İstanbul’da kurulan VTB’den sonra, VTB’nin küçük kuzeni gibi ve onunla yakın işbirliği içinde çalışacak ETV – Egeli Tenis Veteranları derneğinin İzmir’de çok geniş bir katılımla 1993’te kurulması gereği duyuldu. ETV senelerce Veteranlık olgusunu İzmir’e hatta EGE Bölgesine yayma gayreti içinde çırpındı durdu. ETV bugün Türkiye’de kendine ait kortları ve kulübü olan ilk Veteran Derneğidir.
Veteranlığın önemi, çocukluk ve performans tenisinden sonra çok uzun süre yapılabilecek bir spor olmasından kaynaklanmaktadır. Ve Veteran, maalesef çoğu maymun iştahlı olan gençlere en kolay ve iyi örnek olacak kişidir. Çünkü fırsat buldukça kortlarda onları görürsünüz ve yaşlarının performansıyla müsabaka zevkini almaya devam ettikleri gibi, bu zevki etraflarına tattırırlar.

İzmir, tabiat itibariyla Tenis’e çok elverişli bir kentimizdir: Mevcut Kültürpark, Karşıyaka, Ege Üniversitesi, İZTİK, Göztepe, Buca ve Muhafız gücü yanında Küçük kulüp, Sport International, Atlı Spor, Balçova termal tesisleri (Şimdiki Crea Club), Bostanlı, Çeşme Tenis, Ege Tenis Eğitim Vakfı, ETV- Egeli Tenis Veteran derneği spor kulübü ve UTEM’in 82 civarında kortu ve belediyelerin yaptırdığı ve yönettiği sayısını bilemediğim tenis kortlarıyla çokta fakir sayılmaz. Ancak kapalı kort bakımından çok zayıf: yalnız 8 kort var. 50- 60’lı yıllarda toprak kortlar eylül – mart ayları arasında kapatılırken, bugün talebin artması, bakımın gelişmesi ve modern kortlar ve ışıklandırma sayesinde neredeyse 320 gün, gece gündüz tenis oynanmaktadır.

Tenis sosyal bir yaşam tarzıdır; tenis bir ayrıcalıktır, bu ayrıcalık insan’a kortta, soyunma odasında, cemiyettte mutluluk verir, haz verir; tenis sürekliliktir; tenis canlılıktır, çünkü tenisçi hiç bir yerde YALNIZ kalmaz; tenis yalnız kortlarda oynanmaz, seyredilir, konuşulur, yaşanır, düşünülür ve okunur. Bol tenisli ve mutlu günler dilerim.

İzmir Aralık 2010

Necdet KESTELLİ

Hiç yorum yok: